ŞİİRSEL...
1 sayfadaki 1 sayfası
ŞİİRSEL...
BİR YARIM SANA YAMALI!
Nedir bu bilinmezlik?
Nedir bu bilmece?
Yüreğim bir pazıl,
Tüm parçaları sende.
Oysa ben...
Talan,yangın,biraz da yaralı...
Bir yarım hala SANA YAMALI!
"Nasılsın" diyorsun ya,
Laf olsun diye işte.
"İyiyim hem çok iyi..."
Her gün farklı bir kaftan,
Her gün farklı bir kare,
Gelincik misali hüzünlü...
Ah! Eksiğim,
Ah! Bendeki en azım,
Ah! Bilinmezim...
Bir yarım hala sana SANA YAMALI!
Geceleri yıldızlarla misket
oynayışlarım.
Gündüzleri,göçebe çadırlarda,
güneşe merdiven oluşlarım,
Bahçemde dökülürken yapraklarım,
Kuyularımda umut çiçekleri ,
büyütüyorum hala.
Sana ait...
Elma bahçelerinden,
Elma kokularıyla ,
gelmeni bekliyorum...
"Nasılsın" diyorsun ya,
İyiyim hem de çok iyi,
Laf olsun diye İŞTE!
Sen mutlusun ya,
Hem artık ne önemi var ki?
Ah! Ulaşılmazım,
Ah! Gidip de bulamadığım,
Ah! Ebedi hasretim,
İmkansızım...
Bir yarım hala SANA YAMALI...
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
BEN BİR TÜRK'ÜM
Ben; Orta Asyâ'dan türeyen,
Anadolu'da büyüyen,
Avrupa içlerine yürüyen Türk'üm!
Ben; dağlarda gemi gezdiren,
Taşlara destanlar kazdıran,
Tarihi baştan yazdıran, Türk'üm!
Ben adalete, ben mertliğe örnekler veren,
Ölüm-kalım savaşına gülerek giden,
Yeryüzünde her murada eren Türk'üm!
Ben; sancaklara, tuğlara baş eğdiren,
Beylere, paşalara hil'at giydiren,
Kılıcını üç kıtada gezdiren Türk'üm!
Ben; Atilla'yı, Yavuz'u, Fatih'i var eden,
Kralları, imparatorları kendisine yar eden,
Düşmanına dünyasını dar eden Türk'üm!
Ben; şahları, sultanları kul edinen,
Altınları, elmasları pul edinen,
İncili kaftanları çul edinen Türk'üm!
Ben; zafer rüyası görenlere saç yolduran,
Hezimete uğrayıp ümitleri solduran,
Müzelerde baş köşeleri dolduran Türk'üm!
Ben; damarlarında asil kanın aktığı ırkım,
Benden bahseder destanım, ağıdım, türküm,
Ben Türk'üm, taa iliklerime kadar ATATÜRK'ÜM!
Ben; Orta Asyâ'dan türeyen,
Anadolu'da büyüyen,
Avrupa içlerine yürüyen Türk'üm!
Ben; dağlarda gemi gezdiren,
Taşlara destanlar kazdıran,
Tarihi baştan yazdıran, Türk'üm!
Ben adalete, ben mertliğe örnekler veren,
Ölüm-kalım savaşına gülerek giden,
Yeryüzünde her murada eren Türk'üm!
Ben; sancaklara, tuğlara baş eğdiren,
Beylere, paşalara hil'at giydiren,
Kılıcını üç kıtada gezdiren Türk'üm!
Ben; Atilla'yı, Yavuz'u, Fatih'i var eden,
Kralları, imparatorları kendisine yar eden,
Düşmanına dünyasını dar eden Türk'üm!
Ben; şahları, sultanları kul edinen,
Altınları, elmasları pul edinen,
İncili kaftanları çul edinen Türk'üm!
Ben; zafer rüyası görenlere saç yolduran,
Hezimete uğrayıp ümitleri solduran,
Müzelerde baş köşeleri dolduran Türk'üm!
Ben; damarlarında asil kanın aktığı ırkım,
Benden bahseder destanım, ağıdım, türküm,
Ben Türk'üm, taa iliklerime kadar ATATÜRK'ÜM!
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
Hocam bu ilk şiir çok güzel yaa nerden buldunuz siz mi yazdınız yoksa??=)) [b]
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
DENGE
Asırlardır uykuya gömülür rüya
Düş çiçeğinde ak gelinlikler savrulur.
Ağlarken de belirir gamze
Yüzlerde bin tomurcuk vurulur.
Rüzgar çalmış “Mi” sesini senfoninin,
Islığımda hüznüm çengellenir.
Mutluyken de ağlayabilir insan
Hayat düpedüz dengedir.
İman gibi en sahi sevgiler
Ancak aşık yüreklerde dillenir.
Sözcüklerle sınırlanırsa hisler,
En canlı renkler bile kirlenir.
Asırlardır uykuya gömülür rüya
Düş çiçeğinde ak gelinlikler savrulur.
Ağlarken de belirir gamze
Yüzlerde bin tomurcuk vurulur.
Rüzgar çalmış “Mi” sesini senfoninin,
Islığımda hüznüm çengellenir.
Mutluyken de ağlayabilir insan
Hayat düpedüz dengedir.
İman gibi en sahi sevgiler
Ancak aşık yüreklerde dillenir.
Sözcüklerle sınırlanırsa hisler,
En canlı renkler bile kirlenir.
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
DELYY, şiiri beğenmene sevindim. Buraya kendinize ait şiirleriniz varsa ekleyebilirsiniz. Kendinize ait olmasa da çok çok çok beğendiğiniz şiirleri de ekleyebilirsiniz. Çok bilinen şiirler olmaması tercih olunur
Hadi bakalım , güzel şiirler gelsin
Hadi bakalım , güzel şiirler gelsin
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
...!i!... GİTTİN ...!i!...
Hiç Düşünmeden, Terk Edip Gittin Beni Ey Vefasız
Bakmadın BiLe Senin İçin GözLerimden Akan YaşLara
BeLkide Yüzün OLmadı Bakmaya O ÇatıLmış KaşLarıma
Gittin Ama GidişinLe Bak Beni Ne HaLLere Düşürdün
GidişinLe Beraber, Söndürdün GönLümdeki Bütün IşıkLarı
KaranLıkLarLa Boquşuyor Şimdi Bedenimin Sessiz ÇıqLıkLarı
YaşLı GözLerimin İçinde KayboLuyor Aşkımın O GüzeL BakışLarı
Bir Başka OLuyormuş AyrıLıqın SevdaLı YürekLeri YakışLarı
Daha FazLa Dayanamıyorum Artık Canımı Yakan Hasretine
GözLerimden Yaş Yerine Kan Akıyor Seni ÇaqLayan Yüreqime
Hasretin ÖyLe AcıLar Veriyor Ki SensizLiqin Var OLan Bedenime
Keşke ÖLdürseydinde, Koymasaydın Beni BöyLe AcıLar İçinde
Ve Şimdi İse GidişinLe Beraber Herşey ALev ALıp KüLLenmiş
Göz renqimizin KaraLarıyLa Bürünmüş Yarım KaLan Sevdamız
Sencede BöyLemi Bitecekti Bizim HayaLLerimizdeki Aşkımız
Hiç Bir Zaman Kavuşmayacakmıydı HiLaLLi AçıLan KoLLarımız
HaLa ELLerimizin Kokusu KaLmış Birbirimizin ELLerinde
Ve HaLada Yüreqim Titriyor Seni Her Düşünmemde
Keşke GidişinLe Bitmeseydi Tertemiz OLan Bu Aşkımız
GözLerimde İse HaLa Duruyor Bak; Senin Yüzünden Bir DamLa Yaş
Ey Vefasız Aşkım, Sen AqLattın Bu GözLerimi;
Hani Çok Seviyordun Beni
Hani Ne oLursa OLsun Bırakmayacaktın ELLerimi
Tutacaktın Yarı YoLda Koymayacaktın Beni
Hani Söz Vermiştik Ya Ayırmayacaktık ELLerimizi
ÇözüLmeyecekti Hep Birbirimize KiLitLi KaLacaktı KaLbimiz
Hani Beni Hiç Üzmeyeceqinide SöyLüyordun Ya Her Sözünde
Ve Her CümLenin Sonunda da Seni Çok Seviyorum Diyordun Ya
Bak Bu Defa Sevdiqini Çok BeLLi Ettin İşte
Bak Şimde GİTTİN Ve Beni Hiç Düşünmedin BiLe...
..!İ!... Öptüqüm ResimLerde Yüzün SiLindi VicdansıZz ...!İ!...
Hiç Düşünmeden, Terk Edip Gittin Beni Ey Vefasız
Bakmadın BiLe Senin İçin GözLerimden Akan YaşLara
BeLkide Yüzün OLmadı Bakmaya O ÇatıLmış KaşLarıma
Gittin Ama GidişinLe Bak Beni Ne HaLLere Düşürdün
GidişinLe Beraber, Söndürdün GönLümdeki Bütün IşıkLarı
KaranLıkLarLa Boquşuyor Şimdi Bedenimin Sessiz ÇıqLıkLarı
YaşLı GözLerimin İçinde KayboLuyor Aşkımın O GüzeL BakışLarı
Bir Başka OLuyormuş AyrıLıqın SevdaLı YürekLeri YakışLarı
Daha FazLa Dayanamıyorum Artık Canımı Yakan Hasretine
GözLerimden Yaş Yerine Kan Akıyor Seni ÇaqLayan Yüreqime
Hasretin ÖyLe AcıLar Veriyor Ki SensizLiqin Var OLan Bedenime
Keşke ÖLdürseydinde, Koymasaydın Beni BöyLe AcıLar İçinde
Ve Şimdi İse GidişinLe Beraber Herşey ALev ALıp KüLLenmiş
Göz renqimizin KaraLarıyLa Bürünmüş Yarım KaLan Sevdamız
Sencede BöyLemi Bitecekti Bizim HayaLLerimizdeki Aşkımız
Hiç Bir Zaman Kavuşmayacakmıydı HiLaLLi AçıLan KoLLarımız
HaLa ELLerimizin Kokusu KaLmış Birbirimizin ELLerinde
Ve HaLada Yüreqim Titriyor Seni Her Düşünmemde
Keşke GidişinLe Bitmeseydi Tertemiz OLan Bu Aşkımız
GözLerimde İse HaLa Duruyor Bak; Senin Yüzünden Bir DamLa Yaş
Ey Vefasız Aşkım, Sen AqLattın Bu GözLerimi;
Hani Çok Seviyordun Beni
Hani Ne oLursa OLsun Bırakmayacaktın ELLerimi
Tutacaktın Yarı YoLda Koymayacaktın Beni
Hani Söz Vermiştik Ya Ayırmayacaktık ELLerimizi
ÇözüLmeyecekti Hep Birbirimize KiLitLi KaLacaktı KaLbimiz
Hani Beni Hiç Üzmeyeceqinide SöyLüyordun Ya Her Sözünde
Ve Her CümLenin Sonunda da Seni Çok Seviyorum Diyordun Ya
Bak Bu Defa Sevdiqini Çok BeLLi Ettin İşte
Bak Şimde GİTTİN Ve Beni Hiç Düşünmedin BiLe...
..!İ!... Öptüqüm ResimLerde Yüzün SiLindi VicdansıZz ...!İ!...
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
BEN...
Öyle düz yollarda yürüyemem.
Taşlar olmalı, yokuşlar olmalı!
Çok güneşte yanarım;
Yağmur olmalı, kar olmalı…
İstediğim her şeye,
Hemen ulaşırsam, haz alamam.
Özlemeliyim onu.
Günlerce hayal edip beklemeliyim.
Gönlümün tahtında oturtmalıyım.
Hayalimi
Saatlerce şekilden şekile sokup;
Renkten renge boyamalıyım.
Özlemden yanıp kavrulmalıyım.
BEN...
Öyle rutin işlerden hoşlanmam.
Zor olmalı yaptığım işler,
Yormalı beni; en zor belalı ,
İnsanlarla karşılaşmalı,
En azılı avcılarla savaşmalıyım...
Sıradan dostluklar kuramam;
Almalıyım kalbini dostumun,
Hayatımı önüne sermeliyim.
BEN...
Öyle sıralı mönülerden hoşlanmam,
Maaile olmalı, hem de yer sofrasında,
Bağdaş kurup;
Hem tatlı hem tuzlu, hem çayım
Hem bisküvi, hem dostlarım
Yanımda saatlerce...
Hepsini aynı anda tatmalıyım.
BEN...
Öyle gurbetlerden hoşlanmam.
Tüm sevdiklerim yanımda olmalı.
Küçük ,büyük,evlat ,ana ,baba,yar,
Çoluk çocuk...
Hepsinin sıcağını hissetmeliyim.
Sevgim volkanlar gibi eritmeli,yok olmalı,
Karışmalıyım.
BEN...
Öyle sınırlardan ,yapmacıklıktan anlamam!
Sevinmişsem çoşkuyla bağırmalı,
Dans edip,halay çekmeli,
Üzülmüşsem dağları yarmalı...
Etlerimi parçalamalıyım!
BEN...
Öyle kural mural , yol yordam tanımam!
Çarçur edemem ömrümü,yetinemem!
Sevgim her halimden hissedilmeli,
Ya sonuna kadar gitmeli;
Ya ebedi yok olmalıyım.
Öyle düz yollarda yürüyemem.
Taşlar olmalı, yokuşlar olmalı!
Çok güneşte yanarım;
Yağmur olmalı, kar olmalı…
İstediğim her şeye,
Hemen ulaşırsam, haz alamam.
Özlemeliyim onu.
Günlerce hayal edip beklemeliyim.
Gönlümün tahtında oturtmalıyım.
Hayalimi
Saatlerce şekilden şekile sokup;
Renkten renge boyamalıyım.
Özlemden yanıp kavrulmalıyım.
BEN...
Öyle rutin işlerden hoşlanmam.
Zor olmalı yaptığım işler,
Yormalı beni; en zor belalı ,
İnsanlarla karşılaşmalı,
En azılı avcılarla savaşmalıyım...
Sıradan dostluklar kuramam;
Almalıyım kalbini dostumun,
Hayatımı önüne sermeliyim.
BEN...
Öyle sıralı mönülerden hoşlanmam,
Maaile olmalı, hem de yer sofrasında,
Bağdaş kurup;
Hem tatlı hem tuzlu, hem çayım
Hem bisküvi, hem dostlarım
Yanımda saatlerce...
Hepsini aynı anda tatmalıyım.
BEN...
Öyle gurbetlerden hoşlanmam.
Tüm sevdiklerim yanımda olmalı.
Küçük ,büyük,evlat ,ana ,baba,yar,
Çoluk çocuk...
Hepsinin sıcağını hissetmeliyim.
Sevgim volkanlar gibi eritmeli,yok olmalı,
Karışmalıyım.
BEN...
Öyle sınırlardan ,yapmacıklıktan anlamam!
Sevinmişsem çoşkuyla bağırmalı,
Dans edip,halay çekmeli,
Üzülmüşsem dağları yarmalı...
Etlerimi parçalamalıyım!
BEN...
Öyle kural mural , yol yordam tanımam!
Çarçur edemem ömrümü,yetinemem!
Sevgim her halimden hissedilmeli,
Ya sonuna kadar gitmeli;
Ya ebedi yok olmalıyım.
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
GELECEĞİM BİR GÜN…
Geleceğim bir gün,
Beklemediğin bir anda...
Osmangazi’de metruk bir peronda duyacaksın sesimi,
Gönlümün vagonları sana açılırcasına geleceğim...
Mudanya koyunda; tuzlu,yosun kokusunda,
Genzini yakarcasına geleceğim...
İnegöl’de bir sokak simitçisinin bağrışında,
İçine çekeceğin kavrulmuş susam kokusuyla geleceğim...
Kozahan’da içeceğin bir dost kahvesinde,
Köpük köpük hasret ve kırk yıllık hatırla geleceğim...
Bursa'ya hasret martının kanadında,
Aşk gibi masum, başına konarcasına geleceğim...
Bir akşam Ulu Camii' de ezan sesinde,
Ruhunu gözyaşıyla yıkarcasına geleceğim...
Belki sabah telaşında Gemlik'te,
Belki de yağan karda Uludağ’da
Yüreğine ılık ılık yağarcasına geleceğim...
Geleceğim bir gün, beklemediğin bir anda...
Saatlerce sana bakacağım,ruhlarımız kavuşurcasına...
Yüreğin tarifsiz bir huzurla dolacak;
Kış günü içtiğin sıcak çay içini ısıtırcasına,
Geleceğim bir gün, beklemediğin bir anda,
Geleceğim ve aşk kazanacak eninde sonunda... BURSA!
Geleceğim bir gün,
Beklemediğin bir anda...
Osmangazi’de metruk bir peronda duyacaksın sesimi,
Gönlümün vagonları sana açılırcasına geleceğim...
Mudanya koyunda; tuzlu,yosun kokusunda,
Genzini yakarcasına geleceğim...
İnegöl’de bir sokak simitçisinin bağrışında,
İçine çekeceğin kavrulmuş susam kokusuyla geleceğim...
Kozahan’da içeceğin bir dost kahvesinde,
Köpük köpük hasret ve kırk yıllık hatırla geleceğim...
Bursa'ya hasret martının kanadında,
Aşk gibi masum, başına konarcasına geleceğim...
Bir akşam Ulu Camii' de ezan sesinde,
Ruhunu gözyaşıyla yıkarcasına geleceğim...
Belki sabah telaşında Gemlik'te,
Belki de yağan karda Uludağ’da
Yüreğine ılık ılık yağarcasına geleceğim...
Geleceğim bir gün, beklemediğin bir anda...
Saatlerce sana bakacağım,ruhlarımız kavuşurcasına...
Yüreğin tarifsiz bir huzurla dolacak;
Kış günü içtiğin sıcak çay içini ısıtırcasına,
Geleceğim bir gün, beklemediğin bir anda,
Geleceğim ve aşk kazanacak eninde sonunda... BURSA!
Misafir- Misafir
yok
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
..........
..........
Misafir- Misafir
Sana Getirdim!
SANA GETİRDİM!
En güzel türkümü böldüm yarıda
sustum yüreğimi sana getirdim..
Aşk kınından kalemimi çıkarıp
kestim yüreğimi sana getirdim..
Yürek vermez yürekliye darıldım,
küstüm; yüreğimi sana getirdim..
Bir güvercin kanadının ucuna
astım yüreğimi sana getirdim..
Denizlerde tuz koymadım, yarama
bastım; yüreğimi sana getirdim..
Sesimin ibresi az konuş dedi;
kıstım yüreğimi, sana getirdim..
Dalgalarca dalgalandım, rüzgarlarca
estim; yüreğimi sana getirdim..
Sen can istemiştin candan da özge,
Dostum!.. Yüreğimi sana getirdim...
En güzel türkümü böldüm yarıda
sustum yüreğimi sana getirdim..
Aşk kınından kalemimi çıkarıp
kestim yüreğimi sana getirdim..
Yürek vermez yürekliye darıldım,
küstüm; yüreğimi sana getirdim..
Bir güvercin kanadının ucuna
astım yüreğimi sana getirdim..
Denizlerde tuz koymadım, yarama
bastım; yüreğimi sana getirdim..
Sesimin ibresi az konuş dedi;
kıstım yüreğimi, sana getirdim..
Dalgalarca dalgalandım, rüzgarlarca
estim; yüreğimi sana getirdim..
Sen can istemiştin candan da özge,
Dostum!.. Yüreğimi sana getirdim...
Misafir- Misafir
Özlemek ki...
ÖZLEMEK Kİ…
Kalem, bu kadar mı ağır gelir bir adamın eline?
Ya da kağıtlar , bu kadar anlamsız…
Acının kaç çeşidi vardır?
Resimler neden hep eski
Ve siyah-beyazdır?
Mutluluk denilince neden ilk aklıma gelen,
Zaman ve kısalıktır?
Paylaşılamayan yalnızlık
Kimin işine yarar?
Ölümün rengi neden siyahtır?
Şiirler ,şarkılar hep gidenler için mi yazılır?
Aşkların büyüğü hep
Filmlerde mi yaşanır?
Peki, düşler neden yarım kalır?
Sen niye yanımda değilsin?
Şu anda… Şimdi…
Tam da omzuna ,kollarına ihtiyacım varken;
Nerdesin?
Bak yağmur da yağmıyor artık…
Ben ağır!
Kalem ağır!
Kelimeler eksik ve çok anlamsız…
Bir özlemek ki… SORMA!
Kalem, bu kadar mı ağır gelir bir adamın eline?
Ya da kağıtlar , bu kadar anlamsız…
Acının kaç çeşidi vardır?
Resimler neden hep eski
Ve siyah-beyazdır?
Mutluluk denilince neden ilk aklıma gelen,
Zaman ve kısalıktır?
Paylaşılamayan yalnızlık
Kimin işine yarar?
Ölümün rengi neden siyahtır?
Şiirler ,şarkılar hep gidenler için mi yazılır?
Aşkların büyüğü hep
Filmlerde mi yaşanır?
Peki, düşler neden yarım kalır?
Sen niye yanımda değilsin?
Şu anda… Şimdi…
Tam da omzuna ,kollarına ihtiyacım varken;
Nerdesin?
Bak yağmur da yağmıyor artık…
Ben ağır!
Kalem ağır!
Kelimeler eksik ve çok anlamsız…
Bir özlemek ki… SORMA!
Misafir- Misafir
Geri: ŞİİRSEL...
YİNE SEVDALI BU YÜREK!
YİNE;
Tüm kırgınlıklarımı aldım heybeme
Kirpiklerimde ısladım seni.
Şakağından vurgun
Düş mezarlığına borçlandım.
Ben bir kırlangıçtım bahar bekleyen,
Göçlerime geç kaldım.
Bedenime yaslamak isterdim seni
Sıcak bakışlarına layık olmak…
Yumup gözlerimi yalan dolana
Tüm varlığımla sen olmak…
SEVDALI
Yatağından ,durgun suların
Kuytularına çağrıldım.
Ben bir balıktım,
Okyanus akıntılarına daldım.
Göçlerime geç kaldım.
Gözlerime ilikledim hüznünü
Kolay değildi sensiz olmak…
Bir gün görmemek senin yüzünü
Deruni çöllerde Mecnun olmak…
BU YÜREK
Yükünden yorgun harflerin.
Köşeme çekilmişken aşka çağrıldım.
Kayıp bir aşktım esrik ve mahçup
Kesti yolumu gözlerin.
Kaçmak için geç kaldım.
YİNE;
Tüm kırgınlıklarımı aldım heybeme
Kirpiklerimde ısladım seni.
Şakağından vurgun
Düş mezarlığına borçlandım.
Ben bir kırlangıçtım bahar bekleyen,
Göçlerime geç kaldım.
Bedenime yaslamak isterdim seni
Sıcak bakışlarına layık olmak…
Yumup gözlerimi yalan dolana
Tüm varlığımla sen olmak…
SEVDALI
Yatağından ,durgun suların
Kuytularına çağrıldım.
Ben bir balıktım,
Okyanus akıntılarına daldım.
Göçlerime geç kaldım.
Gözlerime ilikledim hüznünü
Kolay değildi sensiz olmak…
Bir gün görmemek senin yüzünü
Deruni çöllerde Mecnun olmak…
BU YÜREK
Yükünden yorgun harflerin.
Köşeme çekilmişken aşka çağrıldım.
Kayıp bir aşktım esrik ve mahçup
Kesti yolumu gözlerin.
Kaçmak için geç kaldım.
Misafir- Misafir
Daha Az Seviyorum Seni!
Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..
Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni. .
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az. .
Ve zamanla..
Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..
Artık daha az seviyorum seni..
Unutur gibi..ölür gibi daha az..
Yeniden ödetiyorum kendime
Onca aşkın öğretemediğini..
Kolay değildi..
Yalnızca sevgilimi değil
Kendimi de kaybettim ben..
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol..
Sağ ol..
Uzak ol..
Misafir- Misafir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz