"Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
1 sayfadaki 1 sayfası
"Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
GİDERKEN...
"Geriye hiçbir şey kalmayacak, ardında hiçbir şey bırakmayacaksın ! Ne söylenmemiş sözler kalacak, ne de yaşadığın güzel anlar. Büyük olmalı ayrılıklar; uçsuz bucaksız, dursuz duraksız. Ne aklında tuşlara uzandığında hatırlayacağın telefon numaraları olmalı, ne de yollar bir daha kesişmeli. Ne bir anıya yenilmeli ne de bir dizeye... Şarkılarsa göz pınarlarına değmemeli! Gidiyorsan şayet; bakmayacaksın ardına , son bir kez de olsa. Belki geri dönerim diye işaret koymayacaksın geçtiğin yollara. Ayrılığı seçiyorsa eğer insan; şiirler okuyunca unutulmalı, hasret dokununca gülümseyebilmeli. Gidiyorsan öyle bir gitmelisin ki; ayrılık bile GURUR duymalı seninle(!) Eğer bunu başarıyorsan... Helal Sana !!!"
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Önemli değil kaç kez yenildiğin; önemli olan, kaç yenilgiden sonra yeniden doğrulabildiğin ... Bu paramparça ruhlardan, çelişkili duygulardan, çatışmanın açtığı yaralardan mucizevi bir ahenk çıkıyor ortaya ki "OLGUNLUK" diyorlar adına .. (Can Dündar)
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Bir şey yap ! Güzel olsun .. Çok mu zor ? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir sey gör, veya; güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse Güzel bir seye basla ... Ama hep güzel seyler olsun. Cünkü: "Her İnsan Ölecek Yaşta" geç kalmayasin !
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Bazen susarsın, bazen de suskunluğuna yanarsın.. Bazen üzülürsün, bazen de mutlu olmaktan kaçarsın.. Bazen değer verirsin birine; ama bazen de onun değersizliğine verdiğin değerden utanırsın.. Bazen konuşmak dertleşmek istersin biriyle; ama bazen de insanların iki yüzlülüğü gelir aklına.. Yine susarsın.. Bazen birinin gözlerin...e saatlerce bakmak istersin; ama baktığın gözlerin senin gibi bakmadığını görünce başını çevirirsin..
Bazen buldum diye haykırmak istersin..
Bazen de sesini duymak istediğin kimseyi asla yanında bulamazsın !
Bazen buldum diye haykırmak istersin..
Bazen de sesini duymak istediğin kimseyi asla yanında bulamazsın !
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Hadi iç dünyana kulak ver. Birkaç satır da sen karala...
Yazamaz mısın? Sağlık olsun...
Yazamaz mısın? Sağlık olsun...
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
"Büyük olmak için;
Hiç kimseye iltifat etmeyeceksin!
Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır; fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil; zayıf, araçsız, hiç sayarak... Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. [u]Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere GÜLECEKSİN![/u]."
M.Kemal ATATÜRK
Hiç kimseye iltifat etmeyeceksin!
Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır; fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil; zayıf, araçsız, hiç sayarak... Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. [u]Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere GÜLECEKSİN![/u]."
M.Kemal ATATÜRK
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Teşekkürler Sayın Hocam!
"Dinlemek, bir insanın ruhunu ruhunuzda ağırlamak demektir!" Dinlenildiğini ve anlaşıldığını görmekse ayrı bir haz!
"Dinlemek, bir insanın ruhunu ruhunuzda ağırlamak demektir!" Dinlenildiğini ve anlaşıldığını görmekse ayrı bir haz!
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Gül bahçesindeki güzel kokuları duyamıyorsan,kusuru bahçede değil gönlünde,burnunda ara...
YOKSUL BİR ÇOCUK GÖRSEM YAĞMUR ALTINDA ÜŞÜYEN, KÖPRÜ OLMAK GEÇER HİÇ DEĞİLSE İÇİMDEN....
YOKSUL BİR ÇOCUK GÖRSEM YAĞMUR ALTINDA ÜŞÜYEN, KÖPRÜ OLMAK GEÇER HİÇ DEĞİLSE İÇİMDEN....
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
FARK ETMELI INSAN
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını
fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,ölürken de aynı avuçların
'her şeyi bırakıp gidiyorum işte!' dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini,nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan
Hayvanların yolda , kaldırımda , çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek
yediğini fark etmeli.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi,köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
Eşine 'seni çok seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen
gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark
etmeli, fark etmeliyiz çok geç olmadan.....
Ömür dediğin üç gündür,dün geldi geçti yarın meçhuldür...
O halde ömür dediğin bir gündür,o da bu gündür....
(Can Yücel)
Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını
fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,ölürken de aynı avuçların
'her şeyi bırakıp gidiyorum işte!' dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini,nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan
Hayvanların yolda , kaldırımda , çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek
yediğini fark etmeli.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi,köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
Eşine 'seni çok seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen
gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark
etmeli, fark etmeliyiz çok geç olmadan.....
Ömür dediğin üç gündür,dün geldi geçti yarın meçhuldür...
O halde ömür dediğin bir gündür,o da bu gündür....
(Can Yücel)
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Dün gece şehre yağmur yağıyordu
Yüreğime ise yalnızlık..
Karanlık odamda
Sana yazdığım tüm şiirleri okuyunca
Yağmura eşlik etti gözbebeklerim
Islanmıştı düşlerim ve üşüyordu ellerim
Ağladığımı bir bilsen
Gelirdin biliyorum
İşte ağlıyorum Ekim yağmurlarına karışıp
Hani nerdesin ?
Avuçlarımda sana açan tomurcuklarım yanıyor
Ciğerlerimde ise sevdan…
Küllere döndü içimdeki yangınlar
Düşüncelerimi esir aldı intizarınla yanılgılar
Yanıyor tüm umutlarım
Yandığımı bir bilsen,
Gelirdin biliyorum
İşte İbrahim gibi ateşlerde yanıyorum
Hani nerdesin?
Yoksun işte
Meriç nehri durgun sanki akmıyor,
Deniz suskun sanki bana ağlıyor
Kalemim sustu, sensiz her gece sanki ölüme pusu
Hayatımın son deminde akbabalar üşüştü düşlerime
Ölüme koştuğumu bir bilsen,
Gelirdin biliyorum
İşte hücrelerimden kanım çekiliyor
Hani nerdesin ?
Yüreğime ise yalnızlık..
Karanlık odamda
Sana yazdığım tüm şiirleri okuyunca
Yağmura eşlik etti gözbebeklerim
Islanmıştı düşlerim ve üşüyordu ellerim
Ağladığımı bir bilsen
Gelirdin biliyorum
İşte ağlıyorum Ekim yağmurlarına karışıp
Hani nerdesin ?
Avuçlarımda sana açan tomurcuklarım yanıyor
Ciğerlerimde ise sevdan…
Küllere döndü içimdeki yangınlar
Düşüncelerimi esir aldı intizarınla yanılgılar
Yanıyor tüm umutlarım
Yandığımı bir bilsen,
Gelirdin biliyorum
İşte İbrahim gibi ateşlerde yanıyorum
Hani nerdesin?
Yoksun işte
Meriç nehri durgun sanki akmıyor,
Deniz suskun sanki bana ağlıyor
Kalemim sustu, sensiz her gece sanki ölüme pusu
Hayatımın son deminde akbabalar üşüştü düşlerime
Ölüme koştuğumu bir bilsen,
Gelirdin biliyorum
İşte hücrelerimden kanım çekiliyor
Hani nerdesin ?
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
"BEN kim miyim??..Duymasını bilene SES..
Çekmesini bilene NEFES..
Gitmesini bilene HEDEF'im..
Değerini bilene SEDEF..
Yaşamasını bilene HAYAT..
Sevmesini bilene YÜREK..
Yüreğini sunmasını bilene KIYMET..
Savaşmasını bilene ZAFER'im..
Ben Yürekliyim!Yüreğimin karşılığında YÜREK İsterim..!!!"
Çekmesini bilene NEFES..
Gitmesini bilene HEDEF'im..
Değerini bilene SEDEF..
Yaşamasını bilene HAYAT..
Sevmesini bilene YÜREK..
Yüreğini sunmasını bilene KIYMET..
Savaşmasını bilene ZAFER'im..
Ben Yürekliyim!Yüreğimin karşılığında YÜREK İsterim..!!!"
Misafir- Misafir
Mülteci Zamansızlık
Düştüm cümlelerinden... Susuyorum... Susuzluğuma can ver nefesinle…"
Katran bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara.
Nisan ayazlarına maruz kalmış kalemimi, kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..
Susuzum biliyorsun.
Ve bir o kadar uykusuzum.
Giydir gözlerindeki Harami karanlığı gözlerime.
Dudaklarım çölleşmiş.
Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına.
Durma öyle…
Kaldır başını (son) baharlardan.
Topla gülüşlerini ,vadesi dolmamış zamandan.
Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına.
Karanlıklarda kaldım.
Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. .
Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...
Yağ üzerime bulut bulut…
Sal üzerime ıslak kirpiklerini.
Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme.
Sesini aç yüreğimin.
Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını.
Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver .
Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat ;
sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...
Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime.
Varlığınla düş susuzluğuma.
" Mülteciyim zamansızlığında… Adressizim… Kıyılarında yaşamama izin ver….."
Sınır dışı hallerimi bilirsin sen.
Kovulmalarımı , imla bozukluklarımı.
Mülteciyim zamansızlığında.
Adımlarımı çektim adreslerimden..
Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan.
Adressizim...
Hayat yekun yetersiz.
Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor.
Menzilim hiçlik iken sen tut beni..
Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana.
Gözünü karart.
Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.
Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.
Yangın yeri fişlenmiş geçmişimi;
Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara.
İçimdeki kekeme çocuğu sev.
Şefkatine al öznesiz cümlelerimi.
İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.
Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine.
Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar…
Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi, al beni cümlelerine.
Ben susayım.
Kapat üzerimi en hüzzam kelimelerle..
Dizlerim kan revan.
" Sürgüle Kapılarını… Kıyılarındayım... Ört üzerime umutlarını…”
Katran bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara.
Nisan ayazlarına maruz kalmış kalemimi, kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..
Susuzum biliyorsun.
Ve bir o kadar uykusuzum.
Giydir gözlerindeki Harami karanlığı gözlerime.
Dudaklarım çölleşmiş.
Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına.
Durma öyle…
Kaldır başını (son) baharlardan.
Topla gülüşlerini ,vadesi dolmamış zamandan.
Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına.
Karanlıklarda kaldım.
Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. .
Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...
Yağ üzerime bulut bulut…
Sal üzerime ıslak kirpiklerini.
Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme.
Sesini aç yüreğimin.
Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını.
Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver .
Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat ;
sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...
Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime.
Varlığınla düş susuzluğuma.
" Mülteciyim zamansızlığında… Adressizim… Kıyılarında yaşamama izin ver….."
Sınır dışı hallerimi bilirsin sen.
Kovulmalarımı , imla bozukluklarımı.
Mülteciyim zamansızlığında.
Adımlarımı çektim adreslerimden..
Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan.
Adressizim...
Hayat yekun yetersiz.
Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor.
Menzilim hiçlik iken sen tut beni..
Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana.
Gözünü karart.
Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.
Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.
Yangın yeri fişlenmiş geçmişimi;
Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara.
İçimdeki kekeme çocuğu sev.
Şefkatine al öznesiz cümlelerimi.
İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.
Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine.
Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar…
Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi, al beni cümlelerine.
Ben susayım.
Kapat üzerimi en hüzzam kelimelerle..
Dizlerim kan revan.
" Sürgüle Kapılarını… Kıyılarındayım... Ört üzerime umutlarını…”
Misafir- Misafir
Geri: "Amatörler... Ve Usta Denemeler!"
Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim....
Buna izin de veririm aslında. Salaklığımdan mı? Hayır..
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem..
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır...
Ona o kadar şeye rağmen o kadar değer veririm ki, her gün yaptıklarına utansın diye..
Ama bir gün öyle bir giderim ki ..
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz! .....
Ama evet yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim....
Buna izin de veririm aslında. Salaklığımdan mı? Hayır..
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem..
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır...
Ona o kadar şeye rağmen o kadar değer veririm ki, her gün yaptıklarına utansın diye..
Ama bir gün öyle bir giderim ki ..
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz! .....
Misafir- Misafir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz